2020 yılının başında tanıştığımız pandemi hepimizin hayatında birbirinden farklı anlamlar yarattı. Herkes için farklı duygular ve farklı davranışlar, kazanılan yeni alışkanlıkları da beraberinde getirdi. Online hayat başladı.
Sokağa çıkmadan sağlığımızı korumak için evlerimize kapanma duygusunu yaşadık. Dışarıya çıkanlara ve kurala uymayanlara kızdık. Sosyal medya üzerinden birbirimize sürekli “evden çıkma” çağrıları yaptık.
Bir “online” Çılgınlığı Başladı
Hepimizin iş veya okul hayatlarının şekli değişti. Hayatımıza birden “online” kavramı gelip merkezine yerleşti. Online toplantılar, online dersler, online alışverişler ve online eğitimler gibi birçok yeni durumla karşılaştık. Önceleri özellikle Türkiye’de çok az kişinin bilip kullandığı online toplantı platformları popülarite kazandı. Zoom, Microsoft Teams gibi platformlar çok ciddi değer kazandı.
Evlerde müsait bir odası olanlar, o odaları çalışma odalarına ve sınıflara dönüştürüverdi. Ders zili yerine uygulamanın süresinin dolması beklendi. Yüz yüze yapılan toplantılar kilometrelerce ötelerdeki iş partnerlerimiz ile bir ekranın içine sığdı.
Derslerin evlerde yapıldığı gibi törenler ve resmi bayram kutlamaları da evlerde, balkonlarda aileler ile beraber ekran başında online yapıldı. Sınavlar online oldu, ödevler Whatsapp üzerinden öğretmenlere teslim edildi.
Alışverişler kimi zaman online yapıldı. Dışarı çıkabilme zamanlarında hızlıca marketlerden alışverişler yapıldı. Yaşlılar için ayrı zaman dilimleri oldu ki kalabalık olmadan hava alabilmeleri sağlandı. Çocuklar için ayrı zamanlar oldu ki ebeveynlerinin nezdinde parklarda, açık alanlarda koşturmaya çalıştılar. Gençler için ayrı zamanlar verildi ki arkadaşlarıyla uzaktan da olsa görüşmeye çalıştılar.
Online Hayat, Çalışma Hayatımızda Neleri Değişti?
Uzaktan çalışmaya uygun olmayan sektör çalışanları ise evde çalışma kavramını tanımadan işlerine gidip gelmek zorunda kaldılar. Bazı firmalar pandeminin en yoğun olduğu dönemde tanıştı evden çalışma sistemiyle. Sonrasında Türkiye’de hayatımıza yeni giren “hibrit çalışma” sisteminde çalıştırdılar çalışanlarını.
Dünya’da örneklerini görmeye başlamıştık fakat Türkiye’nin de gündeminde yaygınlaşan evden çalışma ve hibrit çalışma modelleri birçok firmanın standart iş şekline dönüştü. Personelin evlerinde çalışmasının, çalışan performansını arttırdığı gözlemledi.
Maske Takmayı ve Dezenfekte Etmeyi Öğrendik
Önceden özellikle Türkiye’de sadece ağır hastalık geçiren kişilerin yüzünde görüp içimizin burkulduğu maskeler yüzümüzde standart bir aksesuar oldu. Maske çıkarmanın yasak olduğu dönemlerde alışıp da maskesiz dışarı çıkamaz olduk. Kumaşları çıktı, kullan atları renk renk oldu. Çocuklar ve bebekler için bile maskeler yaptı firmalar. Maske satışları arttığı gibi maske yapmak için işçi alımları da oldukça arttı ve sektöre yeni firmalar katıldı.
Alışveriş yaptıktan sonra eve gelen her şey ya önce dış kapıda biraz bekledi ya da hemen balkonlara atıldı. 2, 3 saat bekledikten sonra tezgahlar, deterjanla yıkanan paketli gıdalar, sirkeli sulara batırılan sebzelerle doldu. Bulaşık sepetlerinin içi deterjanla yıkanmış makarna, şeker, çay paketleri ile sirkeden çıkmış meyveler ile doldu. Garip görüntüler yaşandı.
Evlerin, iş yerlerinin, okul sıralarının her yeri dezenfektanlar ile iyice temizlenmeye başladı. Suya ve sabuna dokunduğumuzdan çok dezenfektan ve kolonyaya dokunduk. Ellerimiz kurudu, yaralar oldu. Aldırmadık, yine de kullanmaya devam ettik. Bazı okullarda ve iş yerlerinde ozon makineleri ile hava temizliği yapıldı. Bol bol havalandırdık yaşadığımız yerleri.
Online Hayat Yüzünden İlişkilerin Şekli Değişti
Ailelerimizden, akrabalarımızdan, dost ve arkadaşlarımızdan uzak kaldık uzunca bir süre. Sarılmayı ve öpüşmeyi seven bir millet olan bizler, Amerika’daki gençlerde gördüğümüz yumruk şekline getirdiğimiz ellerimizi birbirine vurarak selamlaşmayı öğrendik.
Kimimize samimiyetsiz geldi, kimimiz de bu şekilde mesafeyi korumanın çok mantıklı olduğunu düşündü. Ben ise sıcakkanlı Akdeniz insanına en büyük ceza bu sarılmadan, öpmeden yaşamak diye düşündüm. Pandemi sürecinde nişanların, evliliklerin bile şekli değişti. Online kız istemeler, online nişanlar ve hatta düğünler oldu. Kimisinin işine de geldi tabii, masraf azaldı. Kafede, lokantada buluşamayan sevgililerin tanışmaları, görüşmeleri de hep online oldu.
Hayatımızda değişik alışkanlıklar getiren pandemi ve online hayat, hayatımızdan bazı şeyleri de götürdü tabii ki. Ağır hasta olanlardan daha çok şey götürdü. Çok yakınlarımızın ağır hastalıklarına şahit olduk. Temas edemeyip, yakın olamadığımız, çok sevdiklerimizle aramıza aynı ev içinde bile duvarlar girdi bazen. Hastaneye yatan sevdiklerimizi görmeye bile gidemedik. Aramızdan covid-19 sebebiyle ayrılan sevdiklerimiz de oldu…
“Ne zaman bitecek bu pandemi?” derken sayılar azaldı diye, her ayrıntısına dikkat ettiğimiz günler geride kaldı. Maskeler sessizce yok oldu, dezenfektanlar ve kolonyalar raflara kaldırıldı.
Sarılmalar geri döndü, kalabalıklar halinde yine eskisi gibi yaşamaya başladık. Düğünler ve dernekler yine eskisi gibi oldu. Pandemide kazandığımız online alışkanlıkların bazıları hayatımızı kolaylaştırdığı için aynen devam ettirmeyi sevdik.
Görmediğimiz ne kaldı dediğimiz çok şeyi yaşadığımız hayatlarımıza bir de pandemiyi sığdırdık. Gelmiş geçmiş olsun.