• Ana Sayfa
  • Kategoriler
    • Yaşam
    • İçimden Gelenler
    • Gezi
    • Karavan
  • Hakkımda
Derya AVCI
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
    • Alıntılama ve Yeniden Kullanım

Çocuklar Deprem Anında Umut Verdi

Yazan: Derya AVCI 10 Mart 2023
10 Mart 2023

6 Şubat sabahı nasıl bir güne uyandık her birimiz. Hepimizin hayatının bir başka yerinde izler oluşmaya başladı sabahın o erken saatlerinde. Ülkenin en büyük gerçeği deprem ile yüzleştik.

Sabah işe gitmek için servise bindiğimde yanıma oturan iş arkadaşımdan öğrendim deprem haberini. 7.8 olarak söylediği şiddetin içeriğine sosyal medyada ulaşmaya çalıştık. Ne kadar büyük bir felaket olduğunu anlamaya çalıştık daha gözlerimizi güne açamadan.

Aynı anda 10 şehrin etkilendiğini duyduğumda kafamdaki sorular ürkütücü olmaya başladı. Nasıl olabilirdi böyle bir şey anlam veremiyordum. Uzmanlığım olmasa da Jeoloji Mühendisliği okuduğumda hocalarımdan hiç böyle bir felaket bilgisi öğrenmemiştim. Aynı anda 10 şehir günün ilerleyen saatlerinde 11 şehir olarak revize edildi.

Gün içinde haberleri takip etmeye çalışıyor, kaybettiğimiz canları öğrendikçe içimiz parçalanıyordu. Oralarda olan iş partnerlerimize, arkadaşlarımıza, akrabalarımıza ulaşmaya çalışıyorduk hepimiz. Her telefon ya bir iç çekişi rahatlama ile kapansa da kahroluyorduk duyduğumuz her habere.

Arkadaşlarımızın akrabaları, akrabalarımızın yakın dostları ya haber alamıyorlardı ya da kötü haberlerle yıkılıyorlardı. Ulaşılamayan her canın ismi resmi sosyal medyada herkes tarafından yayınlanıyor, içeriden enkazlardan gelen her ses Twitter’da yardım ekiplerine iletilmeye çalışılıyordu.

Televizyondan izlediğimiz her kurtuluş haberi bir tanıdığımıza ulaşmış gibi mutlu edip heyecanlandırdı hepimizi. Ulaşılamayan yardıma gidilememiş her can bir yakınımız gibi oldu endişelendik, öfkelendik.

Deprem Gerçeğine Hazır mıydık?

Bugün tam 17 gün geçti depremin üzerinden. Sahaya giden arkadaşlarımızdan, o bölgede o anlara şahit tanıdıklarımızdan duyduğumuz olumlu veya olumsuz konulara sosyal medyada yeterince yer verildi. Faylar ve olabilecek yeni depremler, başka bölgelerde beklenen depremler hakkında  uzman hocalar, bilir kişiler, bilmez kişiler fazlasıyla konuştu. O yüzden hiç bu konularda yorum yapmak istemiyorum. 

Hepimiz korkuyoruz, sevdiklerimiz adına kendi hayatımız için tedirginlik duyuyoruz. Önlem alın diyen uzmanlara sorular soruyoruz “peki ama nasıl?” çünkü deprem bizi nerede yakalayacak bilemiyoruz, onlar da bilmiyorlar ki. Bizler evlerimizde önlem alsak, okulda, iş yerlerimizde nasıl önlemler alınacak bilmiyoruz. Yaşadığımız binaları kontrol ettirmeye korkuyor komşularımız “ya yıkım kararı çıkarsa” diye.

Herkesin endişeler duyduğu, kaygılarının yükseldiği bir dönemdeyiz. Anksiyetenin en çok arttığı bir dönemdeyiz. Pandemi döneminde de bu böyleydi ama sanırım kontrolü yada müdahalesi daha mı kolaydı, ya da ölmek bu kadar ani olmuyor diye mi daha farklı yaşadık o dönemi? Tam düzeliyoruz, normale dönüyoruz. “Daha ne olabilir ki” derken şimdi yepyeni ve daha büyük korkularla baş başayız. Nasıl geçer, nasıl yeneriz bu endişeleri, korkuları bilemiyorum

Bu satırları yazarken hemen başıma gelen bir durumu da sıcak sıcak paylaşmak isterim; bugünlerde haberlere konu olan, okulların yıkım kararı almış olması ile ilgili benim de dahil olduğum okul gruplarından benim inceleme yapılması için ön ayak olmam istendi. Kanaatim, tarafsız bir kurumdan bu incelemenin okul yada oturduğumuz binaların sakinleri olarak talep etmemiz ve mevcut durumları, riski hakkında bilgi edinebilmemizdi. 

İlk iş mezun olduğum okulumdaki sevdiğim bir hocama danışmak oldu. Eğer bölüm olarak bu hizmeti veriyorsak, ilk tercihim elbetteki hocalarımın okulumun tarafsız görüşü, bilirkişi yaklaşımları olacaktı. Ama aldığım cevap, yapı ile ilgili bir denetim olmasından dolayı bu incelemenin İnşaat Mühendisleri odasında olduğuydu.

Sonra da meslek odama ulaşıp bilgi almak istedim. Oradan da aldığım cevap benzer şekilde oldu. Yapı ile ilgili bir denetim olduğu için binaların kontrollerinin İnşaat Mühendisleri Odası yada Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda olduğu şeklindeydi. Meslek odama bu konuda maalesef bir yetki verilmemişti.

Yaşanan bu büyük felaketin yaralarının bireysel yardımlarla sürdürülebilirliği olmadığı gibi devletin bu yöndeki yaklaşımlarının daha organizeli ve profesyonel ellerde yürütülmesini sağlayacak şekilde yönetilmesi gerektiğine inanıyorum. Kaybolan köyler, ilçeler, şehirlerin büyük bir bölümünün yeniden yapılmasının aynı yere olması gibi bir hizmetten çok gerçekten bilir kişilerin bilimin ışığındaki görüşleri alınarak şehrin planlamalar yapılarak yeniden kurulmasının daha güvenilir olduğuna inanıyorum.

Bu süreçte o bölgede halihazırda çadırlarda, konteynırlarda yaşamak zorunda kalan vatandaşlarımızın insani yaşama konforları sağlanacak şekilde barınma, yeme, temizlenme, eğitim ve geçinme koşullarının sağlanması gerekli. Bölgedeki evlerini terk eden vatandaşlarımız için ya bulundukları şehirlerde yerel yönetime devletin destekleri ile yine kalıcı sürdürülebilir çözümler bulunmalı. Yaşadıkları şehirlerin yaşamaya hazır olduğunda geri dönmek isteyen vatandaşlarımızın gerekli nakilleri ve yaşama imkanları  sağlanarak transfer edilmesi gerekir diye düşünüyorum.

Üzüntümüz öyle büyük ki, kelimeler kifayetsiz kalıyor. O kadar çok konuşuldu, her ağızdan öyle gerekli ve gereksiz sesler çıktı ki artık konuşmak zor geliyor. Boğazımızda düğümleniyor kelimeler.

Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, kalanlarına büyük sabırlar, hayatına eksikleriyle devam etmek zorunda kalan canlarımıza da acılarını dindirebilmek için dualarımızı yapabildiğimiz ölçüde desteklerimizi sunduğumuzu bilmelerini diliyorum. Bu acı tez vakitte kapanmaz ama milletimizin hür iradesi ile hiçbir ayrım yapmadan hiç tanımadığı kişilere koşulsuz yaptığı yardım seferberlikleri ile kapatmaya çalışacağımıza inancım büyük.

55 saat avucunu sıkmadan, uyumadan muhabbet kuşunu tutan çocuktan GÜVENİ, 88 saat sonra “önce kedimi kurtarın” diyen çocuktan ADALETİ, 90 saat sonra çıkan 5 yaşındaki çocuğa uzatılan suyu “daha muayene olmadım” diye içmemesinden BİLİMİ, 78 saat sonra enkazın altında kalan çocuğun “çıkamam,çıkarsam babam sıkışır” sözünden MERHAMETİ, 61 saat sonra çıkarılan çocuğun “annemin sesi kesildi önce ona bakın” demesinden VİCDANI öğrenmeli insan… Çocuklardan alacağımız çok ders var.   

çocukdepremfelaketyaşam
Derya AVCI

İsmim Derya. Lise yıllarımdan beri yazmayı çok isteyip gazeteci olmayı arzu etmiştim. Fakat eğitim sistemine o dönem gelen novasyonların sonucu yapılan testler benim sayısal okumamı ön görmüştü ve ben de dönemin müthiş araştırmalarına karşı koyamayıp mühendislik okudum. AMa yazmak hep içimde kaldı. İşte ben de buradan hem ölmeden önce yapılacak listeme bir "yapıldı" notu ekliyor hem de sizlere ulaşmanın mutluluğunu yaşayıp mutlu oluyorum. Keyifli okumalar dilerim.

Dikkatinizi Çekebilir

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

23 Nisan 2025

Hoş Geldin Ekim: Yenilikler ve Düşlerle Dolu Bir...

1 Ekim 2024

Orman Neydi?

3 Eylül 2024

Eyvah Okullar Kapanıyor

14 Haziran 2024

Kendimi Tanıyorum

27 Eylül 2023

Online Hayata Alışmak

16 Aralık 2022

Bu Hayatı Biz Seçtik

18 Kasım 2022

Hayatının Öznesi Sensin

7 Ekim 2022

Sonbaharın En Güzeli Sensin Sevgili Ekim

30 Eylül 2022

Beni Takip Edin

Instagram Linkedin Youtube Spotify

Güncel Paylaşımlarım

  • 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

    23 Nisan 2025
  • Yeni Bir Macera Yükleniyor

    17 Nisan 2025
  • Hoş Geldin Ekim: Yenilikler ve Düşlerle Dolu Bir Ay

    1 Ekim 2024
  • Orman Neydi?

    3 Eylül 2024
  • Eyvah Okullar Kapanıyor

    14 Haziran 2024
  • Instagram
  • Linkedin
  • Youtube
  • Spotify

@2022 - Bütün hakları saklıdır. WEBCEN Bilişim tarafından hazırlanmıştır.


En Üste Dön
Derya AVCI
  • Ana Sayfa
  • Kategoriler
    • Yaşam
    • İçimden Gelenler
    • Gezi
    • Karavan
  • Hakkımda
Derya AVCI
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
    • Alıntılama ve Yeniden Kullanım